Bir tünelde kaybettiği kocasının ardından iz süren bir kadın... Hakikatin peşinde yeniden var etmenin serüveni... Bir belgesel için çıkılan iki kişilik yolculuğu tek başına sürdürdükçe kameranın yerine gözünü, ses bantının yerine belleğini yerleştiren kahramanımız bütün sınırları bir bir ortadan kaldırır.
Yol aldıkça, yıllardır süren bir savaşın ortasında hayata tutunmaya çalışan gençlerin, kayıplarını arayan ana babaların belleğiyle karşılaşır. Kimi zaman yıkık kiliseler, unutulmuş yatırlar, ıssız su yolları, isimler, efsaneler, rivayetler eşlik etmektedir ona yolculuğunda. Kimi zaman da değişen, dönüşen 'yeni hayat'ın yeni ritüelleri. Ulaştığı her yeni mekan, tanıştığı her insan yüreğinde sakladığı sevgiliye dair başka bir anıyı ortaya çıkarır.
Giderek alemde her şeyle her şey arasındaki bağ görünür hale gelmeye başlayacaktır. Anılar belgesele, belgesel gerçeğe dahil olurken bir gün... Kocasının kaybolduğu Titus tünelinin çıkışında onun kullandığı kameranın bulunduğu haberini alır...
Bana verdiğin taş
Bin yıllık yuvarlanış
Leylâ İpekçi 1966’da İstanbul’da doğdu. Saint Michel Fransız lisesini, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. 1985 ile 98 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde muhabirlik ve editörlük yaptı. O tarihten bu yana çeşitli mecralarda siyaset ve edebiyat üzerine makaleler yazıyor. İlk romanı ‘Maya’, 1998 yılında ‘İlk kitap, ilk baskı’ adlı roman yarışmasında ödül alarak AD yayıncılık (Doğan Kitap) tarafından basıldı. Onu iki roman ve bir deneme kitabı izledi. (Sinan’ın Mayası, İlk Kötülük, Şölen Sofrası; Remzi Kitabevi) 2005 yılında Kanat Yayınları’ndan ‘Başkası Olduğun Yer’ adlı romanı yayınlandı