Kuruluş, yükselme, duraklama, gerileme ve çöküş... Üç kıtaya yayılmış, onlarca ayrı kültür, din, dil, ve etnisiteye sahip halkları 600 küsür yıl beraberce yaşatmayı başarmış bir cihan devletinin, kitaplarımızda içine sıkıştırıldığı kalıp bu. Bu kalıptan çıksa çıksa bir karikatür çıkabilirdi, nitekim çıkan da o olmuştur.
Peki neden yapılmıştır bu beyin amaliyatı? Bir daha bu topraklarda "Osmanlı" benzeri bir oluşumun ortaya çıkması istenmemişti de ondan. Bu tehlikeli 'millet'in, ecdadının bir zamanlar neler yaptığını öğrenirse sıkıştırıldığı kalıpları kırmak gibi bir alışkanlığı olur, bu da kurulmak istenen düzenin altına bomba koymak anlamına gelirdi. Onun içindir ki, Osmanlı yıllar yılı kötülendi, aşağılandı, küçük görüldü, artıları bile eksiye dönüştürüldü.
Türkiye asırlık kalıpları birer birer kırarken, tarihinin buna eşlik etmemesi düşünülemezdi. Bu hem tarihçiliğin dünyada geldiği noktaya tersti, hem de Türkiye'nin yükseldiği konuma. Türkiye, hafızasına karikatürleştirilerek nakşedilen geçmişinin mevcut konum ve rolüne ters düştüğünü fark ederken, tarihçilik de fersude tarih anlatısının küpünü çatlatıyor, yalanları, efsanleri bir bir ortaya seriyor. Böylece hem biz ülke olarak çıktığımız noktada Osmanlı güneşini daha eksiksiz görebilecek bir donanıma kavuşuyoruz, hem de tarih, kafamızdaki kalıpları yıkarak bizi özgürleştiriyor.
Mustafa Armağan tarihte nadir rastlanan bu kritik kavşakta kaleme aldığı Osman'lının Kayıp Atlası'nda, kaybettiğimiz büyük haritayı, elimizdeki parçalarından yola çıkarak tasvir etme çabasında. O 'kayıp atlas' yeniden bulunacak mı? sorusunun cevabını, ancak elimizdeki parçalardan hareketle bulabileceğimiz inancında.
Urfalı bir anne-babanın çocuğu olarak Cizre’de doğdu (1961). İlk ve orta öğrenimini Bursa’da tamamladı. 1981 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 1985 yılında mezun oldu. Fritjof Capra’dan yaptığı Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası adlı çevirisi ile Türkiye Yazarlar Birliği Tercüme Ödülü’nü (1989), Şehir Ey Şehir adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Deneme Ödülü’nü (1997) ve Osmanlı: İnsanlığın Son Adası adlı eseriyle TYB Fikir Ödülü’nü (2003) aldı. Bir dönem (1995-1996) İzlenim ve Diyalog Avrasya (DA) dergisini yönetti. 1995’ten beri Zaman gazetesinde yazıyor. Yayınlanan eserleri: Gelenek (1992); Gelenek ve Modernlik Arasında (1995); Şehir Asla Unutmaz (1996); Şehir Ey Şehir (1997); Bursa Şehrengizi (1998; 2. baskı: Osmanlı’yı Kuran Şehir adıyla 2006); Alev ve Beton (2000); İstanbul Mavi Kırpar Gözlerini (2003); İnsan Yüzlü Şehirler (2003); Kuğunun Son Şarkısı: St. Petersburg’da Zamanlar ve Mekânlar (2003); Osmanlı: İnsanlığın Son Adası (2003); Osmanlı’nın Kayıp Atlası (2004); Kır Zincirlerini Osmanlı (2004); Osmanlı Tarihinde Maskeler ve Yüzler (2005); Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı (2006).